1989 yılında Ümraniye de amatör bir topluluk olarak çalışmalarına başladı. Ekibin ilk oyunu olan “VİRÜSÜN ADI YOK” Cihangir Köse ve Alpay Ekler tarafından yazıldı ve yine aynı yıl Alpay Ekler yönetiminde sahnelendi. Ekip hemen ertesi yıl ünlü alman yazar B.Brecht'in “BAYIR TURPUNUN TÜRKÜSÜ” adlı oyununu Cihangir Köse, Alpay Ekler ve Betül Koltukoğlu'nun birlikte gerçekleştirdiği rejiyle oynadı. Dönemine ve sahneleniş biçimine göre oldukça cesur bir biçimde gerçekleştirilen projeler, mütevazi şartlarda dahi olsa sahnelendiği yerlerde oldukça başarılı eleştiriler aldı.
Ünlü yazar Oğuz Atayın “OYUNLARLA YAŞAYANLAR” isimli oyunu yine Alpay Ekler yönetiminde 1990 yılında Tiyatro Merdivenin sahnelediği üçüncü çalışma oldu. Ekibin kurulduğu yıldan itibaren her yıl sahneye koyduğu
oyunlardaki sıra dışı üslup ilgili çevreler tarafından kısa sürede fark edilmesini sağladı. Giderek genişleyen oyuncu kadrosuyla birlikte; her daim değişik seslere açık olan Tiyatro Merdiven 1991 yılında şair yazar Nuh Ömer Çetinayın'ın kaleme aldığı, Alpay Ekler ‘in dramatizasyonunu gerçekleştirdiği ve yönettiği “KANREVAN MARAŞ” adlı oyunla seyircisiyle buluştu. Her yıl değişik ve seyircisiyle her anlamda bütünleşebilen oyunlar sahneye koyan Tiyatro Merdiven zamanla sesini daha değişik kitlelere de duyurmayı başardı.
Tiyatro Merdiven 1992 yılında Alpay Ekler ‘in adapte edip yönettiği “KARAR” isimli oyunu sahneye koydu. Ekibin yaptığı oyunlar zamanla oluşan izleyiciler tarafından benimsenmesi kolay olmayan oyunlar gibi dursa da, ekibin samimiyetinin ve özverisinin farkında olan seyirci her oyunu aynı sıcaklıkla karşılayıp oynanan oyunlara çok doğru eleştirilerde bulunarak ekibin doğru bir çizgi izlediğini hissettirdi…
1993 yılında sahneye koyduğu “SORGU” adlı oyunla Tiyatro Merdiven, o sezon ciddi bir izleyici sayısına ulaştı. Alpay Ekler ‘in yazdığı ve Selçuk Delipınar’ın yönettiği “SORGU” Tiyatro Merdivenin en uzun süreli sahnelediği oyunlardan biri oldu.
Çalışmalarını kurulduğu yıldan sonra çok uzun süre Ümraniye de gerçekleştiren ekip, Ümraniye de dönemin her türlü şartlarına rağmen, semtte mümkün olduğunca bir tiyatro farkındalığı yaratıp yaşatmayı başardı. Ertesi yıl bu kez seyircisinin karşısına; hemen her projesinde olduğu gibi zamanını sorgulayan, kendisini sorgulayan, bir oyunla “SAVAŞ OYUNU” oyunuyla çıktı. Alpay Ekler ve Cihangir Kösenin yazdığı Cengiz Canpolat’ın yönettiği savaş oyunu ekibin birçok sahnede sergilediği oyunlardandır.
Sürekli her anlamda kendini yenileyip geliştiren ekip bir sonraki yıl yani 1995 yılında Cihangir Köse'nin dramatizasyonuyla Nazım HİKMET ten “ÜÇ SELVİ” isimli projeyi gerçekleştirdi. Daha sonra sırasıyla Alpay Eklerin dramatizasyonuyla yine Nazım Hikmet'ten “YAŞAMAK ŞAKAYA GELMEZ” i ve yine Alpay Ekler ‘in yazım ve yönetimiyle “IŞIĞIN AĞITI” isimli projeleri gerçekleştirdi.1997 yılından sonra bir süre aktif çalışmalarına ara veren Tiyatro Merdiven 2000 li yılların başında yeniden çalışmalarına başlayıp daha profesyonel bir yaklaşımla fakat önceki amatör ruhun verdiği birlikte üretme sinerjisini daima korumaya çalışarak yeniden perde dedi.
Uzun süren yeniden kurulum mesaileri sonunda ilk meyvesini 2003 yılında “KIRIK TESTİ” oyununu sergileyerek verdi. KLEİST 'IN oyununu Ruşen Gülen rejisiyle sahneledikten sonra 1994 yılında sahnelenen savaş oyununu farklı bir rejiyle ve farklı bir kadroyla, Tiyatro Merdivenin döneme ve yaşananlara dair söylemek istedikleriyle tam oturması nedeniyle “SOYUNUN SAVAŞA” ismiyle yeniden oynandı. Bir sonraki yıl Gogol'un “BİR DELİNİN GÜNCESİ”ni Alpay Ekler ‘in dramatizasyonu, yönetimiyle ve Ruşen Gülen'in tek kişilik performansıyla seyircisiyle buluştu.
2006 yılına gelindiğinde her yıl yeni oyunlar oynama devamlılığını sürdüren Tiyatro Merdiven bu geleneği Savaş Aykılıç'ın “AŞK GREVİ” isimli oyununu gerçekleştirerek sürdürdü. Oldukça iyi tepkiler alan oyun birçok kez birçok sahnede oynandı.
2008 yılında gerçekleştirilmesi oldukça zor fakat o denli değişik bir prodüksiyona soyunan Tiyatro Merdiven yine kendine özgü üslubuyla “HIYARAPOL” isimli oyunu sergiledi. Rock Komedya diye tanımlayabileceğimiz içinde ince bir hiciv barındıran bu adlandırma aslında oyunda kullanılan Rock formatında söylenen ve canlı bir Rock orkestrasıyla seslendirilen müzikleri itibariyle yine dönemin tiyatro anlayışının dışında cesur bir yaklaşımla gerçekleştirildi. Bir sonraki proje Haşmet Zeybek'in yazıp yönettiği “THEDORA” isimli deneysel ve sıra dışı oyun merdivenin üslubuyla gerçekleşti ve seyircisiyle buluştu.
2008-2009 sezonunda Nazım Hikmet'in şiirlerinin Ruşen Gülen tarafından oyunlaştırıldığı ve yine Ruşen Gülen tarafından rejisinin yapıldığı “YAŞAMAYA DAİR” isimli oyunu 2009-2010 sezonun da Haşmet Zeybek'in yazıp yönettiği “THEODORA 2” oyunuyla dönüşümlü sundu.