Günümüzde firmalar geleneksel bazı fonksiyonlarını artan bir şekilde uzman şirketlere ve servis organizasyonlarına terk etmektedirler. Özellikle yoğunlaşan uluslararası rekabet baskıları pek çok işletmeyi dışarıdan hizmet satın almaya yöneltmektedir. İşletmelerin böyle bir strateji izlemesinin temel nedeni, maliyet tasarrufu yanında, kaynaklarını ana yetkinlik alanlarına kaydırarak rekabet konumlarını güçlendirmektir. Çeşitli hizmetlerin başka şirketlerden alınmasını tanımlayan bu yöntem, “taşeron” (outsourcing) olarak adlandırılmaktadır.
Taşeron kullanımı işletmelerin ana yetkinlik alanları dışında kalan fonksiyonlarını özellikle de sınırlı düzeyde değer katan yardımcı işleri yahut yüksek uzmanlık gerektiren işleri kapsamaktadır. Bu strateji, özellikle 1990’lı yıllarda Türkiye’deki pek çok işletme tarafından da benimsenmiş, bunun bir sonucu olarak taşeronlaşma eğilimi genişlemiştir. Bu durum çok sayıda hukuksal ve teknik tartışmaları da beraberinde getirmiş, konuyla ilgili yargısal kararlar yeni açılımlar yaratmıştır. Bu yargı kararları dikkate alınarak hazırlanan ve yürürlüğe giren 4857 sayılı yeni İş Yasasında taşeronlaşma kriteri olarak asıl iş/yardımcı iş ayrımı kritik bir değişken olarak getirilmiştir.
Son Yasal Gelişmeler Çerçevesinde Taşeron İlişkileri Yönetimi Zirvesi programının amacı, katılımcılara işyerinde taşeron ilişiklerini doğru kriterlere uygun olarak etkin ve verimli bir şekilde yönetebilmesine ilişkin temel teknikleri, yöntemleri ve sektörel deneyimleri aktarmaktır. Zirve Programı, her düzeydeki yöneticilerle, insan kaynakları yöneticilerinin, yönetici adaylarının ve insan kaynakları uzmanlarının norm kadro yönetimi etkinliklerini geliştirmeyi ve bu alanda asgari düzeyde bir donanıma sahip olmalarını hedeflemektedir.
Zirve Programı, ayrıca, taşeron ilişkilerinde katılımcılara, konuyla ilgili alternatif metot ve uygulamaları öğrenmelerini mümkün kılmaktadır. .