Arayışını inatla sürdüren bir delikanlı
Bir hesaplaşmanın öyküsü olan ‘Salpa’da, geldiği büyük kentte tutunamayan birinin değişme sancıları öncesindeki hesaplaşma anı, güvensizlik, korku, tedirginlik ağındaki yaşamında onu sürükleyen bir sorgulayışa, arayışa iter. Sınıfsal, toplumsal bilincin uyanışıyla, özgür olabilme bilincinin oluşumu da işte bu aşamadan sonra oluşur.
Bir yanda, dünyaya gözünü açtığı andan bu yana algıladığı, öğrendiği, öğrettikleri, edindiği kişisel, toplumsal alışkanlıklar pislikler, inançlar... tavır davranış, konuşma biçimi, düşünce biçim haline gelmiştir.
Üzülmeden sinmeye... ürkekliğe... ürkeklikten ataklığa dek, bin bir kılığa giren korkuları, saygı, sevgi, iyilik, kötülük, mertlik, dürüstlük, gelenek, görenek, töre, gizli açık bir yığın güç... kurum... kişiliğinin dokusunu oluşturan bir yığın renk, olay, ses... Öte yanda, taa çocukluğundan bu yana, bu ana biriken toplumsallığın zorunlu ürününe tepki... Bilinç içinde oluşan karşı bilinci... gelişen, artık karşı konulamayan, kendi sınırlarını zorlayan, sınırlarıyla uzlaşamayan insanca yaşama mayası... Karşı bilinç ve onun payına düşen bilinç altı, sağlıklı bedensel tepki... Salpa, sağduyusuyla da, gelişen bu zorunlu koşulları yaşayan bir genç.
Mask-Kara Tiyatrosu, Yılmaz Güney’in özgürlük temasını işlediği "SALPA" ile sezona girdi.
Yılmaz Güney’in romanından sahneye taşınan oyun sezonun en iddialı yapımı olarak karşımızda.
Nazif Uslu’nun Genel Sanat Yönetmenliğinde, Mask-kara Tiyatrosu’nun sahneye taşıdığı ‘’Salpa’’ adlı oyunu uyarlayan ve yöneten Halit Karaata.