Lise yıllarında etkilendiği Rock ve R&B türleri sayesinde kendi kendine gitar çalmayı öğrenen Kitaro, 1970'leri Far East Family Band ile beraber Progressive Rock albümleri yaparak geçirdi. Kitaro bugün dünyanın farklı yerlerindeki milyonlarca insanı derin ruhani bir yolculuğa çıkaran melodik müziğini 1972 senesinde Avrupa'ya yaptığı bir gezide Alman klavyeci Klaus Schulze ile karşılaştıktan sonra şekillendirmeye başladı. Klaus Schulze'un kendisine tanıttığı Synthesizer karşısında şaşkına dönen Kitaro, ülkesine döner dönmez o yıllarda eşi benzeri görülmemiş elektronik sesleri, geleneksel Japon melodileri ve Modern Batı müziği formlarıyla biraraya getirmek için çalışmalar yaptı. Bu deneysel çalışmaların ilk ürünü olan "Astral Voyage" albümü 1978'de yayınlandı ve Kitaro'yu günümüz müziğinin öncü isimleri arasına taşıyan macerasının başlangıcı oldu.
Etnik ve elektronik öğeleri bir araya getiren yenilikçi müzikal anlayışı sayesinde günümüz müziğini şekillendiren müzisyenlerden biri olan Kitaro, bugün New-Age olarak tanıdığımız müzik türünün öncü isimleri arasında gösteriliyor. "İpek Yolu", "Cennet ve Dünya" ve "Soong Sisters" gibi filmler için bestelediği dramatik müziklerle dikkatleri üzerine çeken ve "The Light of the Spirit", "Kojiki" ve "Dream" gibi stüdyo çalışmalarıyla efsaneleşen sanatçı, 30 yıllık kariyeri boyunca aralarında Golden Globe ve Grammy'nin de olduğu sayısız ödüle layık görüldü. Uluslararası bir ikona dönüşen besteci, her biri farklı felsefi 'deneyim' olarak tabir edilebilecek besteleri, dünyanın dört bir yanına Shinto felsefesinden aldığı sevgi, barış ve birlik mesajlarını göndermeye devam ediyor.