Çocuk sahibi olmak bu dünyadaki en önemli tecrübelerden birisidir. İnsan bir çocuk sahibi olduktan sonra ancak gerçek manada bir yetişkin haline gelir. Ancak yetişkin olmak demek birtakım sorumluluklara ve bundan vazgeçmeme iradesine sahip olmak demektir. Tecrübenin büyüklüğü ve hayatımızdaki önemi oranında bunun zorlamaları ve karşımıza çıkardığı meydan okuma da o kadar büyüktür.
Çocukları hakkında neredeyse her anne babanın taşıdığı kimi endişeler mevcuttur. Bunun bazen dışarıdan görünen objektif sebepleri (hastalıklar, öğrenme yahut davranış bozuklukları, gelişimsel engeller vs.) olabileceği gibi, tamamen ebeveynlerin kendi çocuklukları ya da ailelerinden taşıdıkları içsel ve görünmeyen sebepleri de mevcut olabilir…
Sebep ister içsel olsun ister dışarıdan tespit edilebilen bir nedene sahip olsun çocuklarımız masumdur. Ve bu masumiyetleri ve savunmasızlıkları nedeniyle ebeveynlerinden doğrudan yahut dolaylı olarak gelen her şeyi üstlerine alırlar ve taşıyamayacakları yahut asla taşımamaları gereken yüklerin altına girebilirler.
Onları okul hayatında, gelişimsel olarak yahut bedensel-ruhsal anlamda zorlayan neredeyse her şey büyük oranda içine doğdukları ve biz ebeveynlerin yarattığı aile sistemindeki anlaşılamamış kimi olayların ve görünmeyen sevgi düzenindeki aksamaların sonucudur.
Ailedeki tüm davranışların veya her türlü yaşanan olayın ardındaki esas sebep sevgidir. Ancak yaşanan şeylerin her zaman sevginin akması için ideal koşullara sahip olması çok az rastlanılır. O nedenle yaşanan olaylara bakılarak derindeki sevgi göz ardı edilebilir.
Çocuklarımız da ebeveynlerine olan derinlerdeki bu sevgilerinden onların taşımaları gereken yükleri üzerlerine alabilirler. Ve bu onları büyürken ve enerjilerini kendi gelişimlerine vermeleri gereken yaşlarında çok büyük oranda zorlar.
Onların özgürlüğü, biz ebeveynlerin görmemiz gerekenleri görüp, gördüğümüz hakikatler ışığında almamız gereken sorumlulukları almamıza bağlıdır.
Bu çalışma, büyük oranda buna hizmet ederek çocuklara ve ailelerine katkıda bulunmak amacıyla sunulmaktadır.
Çocuğun bir problemi olsun olmasın onu daha iyi anlamak, onun ruhsal olarak neler yaşadığını daha derinden algılamak ve ona bambaşka bir düzeyden yardımda bulunmak isteyen tüm ebeveynler bu çalışmadan büyük fayda sağlayabilirler. Üstüne üstlük bunu yaparken kendilerini ve eşlerini de çok daha iyi anlama fırsatına sahip olabileceklerdir.
PRATİK BİLGİLER
• Çalışma büyük oranda egzersizler, dizim çalışmaları ve etkinliklerden oluşmaktadır.
• Her çalışmadan sonra soru-cevap ve paylaşımlar yapılacaktır
• Çalışmalarda Aile Dizimi teknikleri kullanılmaktadır
• Aile Dizimi teknikleriyle aile sistemindeki yaşanmış gerçek olayların kişiler üzerindeki etkileri anlaşılabilmektedir.
• Çalışmaya çocukların getirilmesine gerek yoktur. Sadece anne-babadan birisinin katılması yeterlidir (ideal olan ise her ikisinin katılmasıdır).
• Çalışma bir tam gün sürmektedir. Çalışmanın tümüne katılmak esastır.
Kimler Katılmalı: Tüm anne babalar, çocuk sahibi olamayı bekleyenler planlayanlar öğretmenler katılabilir.
1 tam gün , maxsimum 15 kişi minimum 7 kişi ile yapılabilen bir programdır.