Türk rock müziğinin son dönemdeki en kaliteli temsilcilerinden biri olan Duman’ın yolculuğu, 90’ların ilk yıllarında başladı.
Sıradışı vokalleriyle büyük beğeni toplayan, grubun müziğine gitarıyla da katkı sağlayan Kaan Tangöze, müziğe, 8 yaşında aldığı piyano dersleriyle başladı. Sonra ailesiyle birlikte yurtdışına taşınınca derslerini yarım bırakmış olsa da müziğe olan ilgisi hep onun yanında oldu. 14 yaşında rock müziğe ilgi duymaya başlayan Tangöze, ilgisini araştırmaya yöneltti ve bir gitar alıp akor öğrenerek kendi imkanlarıyla çalışmalarına başladı. Amerika Birleşik Devletleri’nin Seattle eyaletinde Türkiye’de çıkarmak istediği albümde yer alacak şarkıları hazırlayan Tangöze, o sırada Mad Madame adını taşıyan grubuyla Seattle ve Los Angeles’ta yayınlanan bazı koleksiyon albümlerinde yer aldı. Tangöze Türkiye’ye döndüğünde o sırada Blue Blues Band ile çalışan Batuhan Mutlugil ve Ari Barokas’ı gruba dahil ederek "Duman" adıyla yeni bir çıkışı müjdeledi. Mutlugil gitarda, Barokas ise bas gitarda Duman müziğinin yaratılmasına katkı sağlayacak, ayrıca geri vokallerle de Tangöze’ye eşlik edeceklerdi. Batuhan Mutlugil’in babası Batu, Blue Blues Band’in kurucularındandı. Babasının, çocukluğunda Jimi Hendrix, Led Zeppelin, Beatles gibi isimlerin plaklarını çalması Batuhan’ın müziğe yönelmesinde en büyük etken olmuştu. Gitar ve vokal konusunda güçlü bir kadro oluşturan topluluk, uzun süre aradığı davulcuyu bulamadı. Birlikte çalıştıkları müzisyenlerden en başarılısı Alen Konakoğlu oldu ve grubun canlı performanslarında büyük oranda o sahne aldı. Albüm çalışmalarına da önemli katkılar sağlayan Konakoğlu, "Belki Alışman Lazım" isimli albümle birlikte Duman kadrosundaki dördüncü isim olmayı başardı. Duman, kısa sürede müthiş bir hayran kitlesi edinerek Türk rock müziğinin en önemli gruplarından biri oldu. Yüzlerce canlı performansta ayakta alkışlanan, özellikle İstanbul, İzmir ve Ankara’da üniversite gençliğinin ilgi odağı olan topluluk, gerek müziğinde, gerekse vokallerinde hissedilen özgün tarz ile rock icrasına yeni bir boyut kazandırdı. Modern rock tarzını ülkemizin kültürel arkaplanıyla ustaca birleştiren Duman grubu, "Eski Köprünün Altında" adlı ilk albüm çalışmasıyla hedeflediği dinleyici kitlesine ulaşma başarısını gösterdi. Birbirinden güzel ve orijinal 10 parçayı içeren albümün listesinde sırasıyla "Köprü Altı", "Bebek", "Hatun", "Halimiz Duman", "Dağlar Bağlar", "Hayatı Yaşa", "Yalnızlık Paylaşılmaz", "Dönek", "İstanbul"ve "Senin Gibi" isimli çalışmalar yer alıyordu. Kayıt ve mikslerde Levent Büyük imzasının bulunduğu 1999 çıkışlı albüm, NR1 etiketiyle müzik marketlerdeki yerini aldı. Hareketli parçaların çoğunlukta olduğu, ancak "Halimiz Duman" ve "Yalnızlık Paylaşılmaz" gibi hüzünlü parçaları da barındıran çalışmayı, daha melankolik ve olgun bir yapıya sahip olan "Belki Alışman Lazım" albümü izledi. Yine NR1 etiketi taşıyan albümün yapımcılığını Murat Akad, kayıt ve mikslerini Levent Büyük üstlendi. Stüdyo 18’de kaydedilen çalışmaya Londra’da hizmet veren Heathmans Mastering şirketinden Steve Shin de katkı sağladı. Bu kez davulda dinlediğimiz isim Cengiz Baysal oldu. "Belki Alışman Lazım", grubu tüm Türkiye’ye tanıtan albüm olarak nitelendirilebilir. Albümün raflardaki yerini aldığı 2002 yılına kadar grubun ulaştığı hayran kitlesi büyük bir başarı olarak değerlendirilse de bu albümle birlikte Türk rock müziğini özellikle takip etmeyen müzikseverler bile Duman’a sempati duymaya başladılar. Albümün en büyük sürprizi, Sezen Aksu’nun "Her Şeyi Yak" isimli unutulmaz parçasının müthiş yorumuydu. Duygusal parçaların ağırlıkta olduğu, yer yer politik mesajların da kendisini hissettirdiği albümde sırasıyla "Bu Akşam", "Her Şeyi Yak", "Oje", "Kırmış Kalbini", "Masal", "Manası Yok", "Belki Alışman Lazım", "Bal", "Ah", "Elimdeki Saz Yeter Canıma", "Haberin Yok Ölüyorum" ve "Bu Akşam" adlı parçalar yer aldı. Albümün depresif yapısını, şarkıların hazırlandığı 2 yıllık dönemde yaşadıkları olumsuz olaylara bağlayan grup elemanları, Türkiye’de sanatın geldiği, bir başka deyişle ’gelemediği’ noktadan da oldukça rahatsızlar. "Toplumun sanata eğilmesi için önce iç huzurunun olması gerekiyor" diyor grubun gitaristlerinden Ari... Ancak onlar ne ekonomik krizleri, ne de ülkede sanata olan ilginin yeterince olmamasını bahane edip uzaklaşmıyorlar işlerinden... Özgün tarzlarınıve kaliteli çalışmalarını tüm hızlarıyla sürdürüp topluma ’iyiyi’ ve ’doğruyu’ vermeye gayret ediyorlar. 2003’te çıkan "Konser" albümü de özenli çalışmalarının bir eseriydi aslında. Canlı performanslarını dinleme şansı bulamayan hayranları için konser kayıtlarını bir araya getirdiler. İlk çıkan iki albümde yer alan "Bu Akşam", "Masal", "Bebek", "İstanbul", "Senin Gibi", "Oje", "Belki Alışman Lazım", "Halimiz Duman", "Her Şeyi Yak", "Yalnızlık Paylaşılmaz", "Hayatı Yaşa" ve "Köprüaltı" adlı parçaların dışında "Çile Bülbülüm", bir Özdemir Erdoğan şarkısı olan "Gurbet" ve Müslüm Gürses’in seslendirdiği "Olmadı Yar" için yaptıkları cover çalışmaları da oldukça başarılıydı. 2004 yılında çıkarmış oldukları "Bu Akşam" isimli VCD/DVD'leri ile grup Türkiye'de bir ilke imza atmış oldu. Kimsenin cesaret edemediğini onlar yaptı ve canlı performans görüntülerini hayranlarının beğenisine sundular. İzledikçe insana keyif veren o muhteşem Duman konser heyecanını tadamayan hayranları "Konser" albümünden sonra bu albümle daha büyük bir sevinç yaşadılar 2005 yılı yaz aylarında çıkardıkları üçüncü stüdyo albümü “Seni Kendime Sakladım”ın prodüktörü diğer albümlerde olduğu gibi Murat Akad. Albümde yer alan 12 şarkının kayıt ve mixleri de Stüdyo 18’de Levent Büyük tarafından yapıldı. Gruba davulda “Belki Alışman Lazım” albümünde olduğu gibi Cengiz Baysal eşlik etti. Ari Barokas’ın şarkıları “Aman Aman” ve “Sayın Bayan” dışında kalan tüm parçaların söz ve müzikleri Kaan Tangöze’ye ait.