24 Mayıs 2018, Perşembe
08:30 - 18:00
Ücretli
0850 302 5 118
Tasarımın objesi sadece üç boyutlu nesneler midir? Yoksa en güçlü doktrinler dahi tüm iddialar tasarımla mı başlar?
Felsefeden edebiyata, sanattan mimariye her fikir bir tasarımdır esasında.
Ve her şey gibi tasarım da bulunduğu zamanın koşullarından etkilenir. Akımları insanlar yaratır.
İnovasyon çağının ideolojisi nedir? Bu ideolojinin ürettiği yeni bir tasarım formu/ekolü mümkün müdür?
Materyalizmin bu kadar başat olduğu bir yüz yılda tüketime aç kitleleri umursamadan yepyeni bir estetik dil oluşturulabilir mi tasarımcı/sanatçı? Topluma dokunmadan bunu sürdürülebilir kılabilir mi?
Salt sanatı ayrıştıran özgünlüğü ve özgürlüğüdür ama artık yeni ütopya belki de özgürlüktür.
Ya da…
Belki de yeni teknolojiler ideolojileşerek veya ideolojilerin yerini alarak özgürlük alanlarımızı genişletecektir.
Tasarım empati yaparak insanla buluştuğunda dolaşıma girer. İhtiyaçları karşılayabildiği ölçüde dolaşım alanını genişletir. Bu temel kapitalist prensibi ancak yine insana dokunarak ama onun henüz farkında olmadığı şeyleri tasarlayarak aşabilir sanatçı. Oyunun içinde kalıp ama oyunu değiştirerek özgünlüğü korumak mümkündür aslında.
Mümkün ama oldukça çetin bir iş. Tekil ve bireysel çıkışlar yerine kolektif bir hareket ve disiplinler arası sinerji gerektirir.
Devrimsel tasarım vizyon ile başlar. Ürün, hizmet, nesne ve maddelerin tasarımı kolaydır izafi olarak. Kolay olmayan toplumdan beslenen ama onu aşarak arkasına alıp sürükleyen yeni bir akıma liderlik etmektir.
Belki de birbirinden bağımsız tüm sektörlerdeki trendler çok da uzak olmayan bir gelecekte birleşerek ortak bir dil oluşturacak, yeni dalgayı yaratacak ve geleceğin insanını tasarlayacaktır…