Disco müziğinin, katıksız funk ve soul müziğini, glam ve türevlerinin dünyayı kasıp kavurmuş, blues’dan evrilen gerçek rock’ı tarihin tozlu sayfalara gönderdiği günlerden beri birçok şey ters gidiyor. Pek tabii, 80′lerin müzik dünyasını piyasanın göbeğine oturttuğu, tüm yapışkanlığıyla midemizi kaldıran günlerden bahsediyorum.
O günlerden bu yana müzik piyasası, ne kadar iyi olursa olsun “mainstream” olmayan ya da ana akım dışında kalsa da malzeme çıkaramadığı kimselere şans tanımıyor. Amy Winehouse, artık ne yazık ki bir efsaneye dönüşmüş olan muhteşem sesi ve yorumundan çok verdiği malzemeyle tanınır bir haldeydi. Her ne kadar çok başarılı işlerin gün yüzüne çıkması da bu sevmediğimiz sistem sayesinde olsa da çok daha fazlasının ezip geçildiği gerçeği gün gibi ortada. Bu girizgahın ardından; tüm o kirin pasın içinde parlayan bir yıldız, soul müziğin yeni tanrısı desek abartmış olmayacağımız bir isim Charles Bradley’den bahsetmenin zamanı çoktan geldi.
Yanık sesiyle 60′ların soul’ünü ilk gün ki enerjisiyle yanıstmayı başaran, müzik tanrıları tarafından zaman makinesiyle günümüze gönderilmiş olma ihtimali çok yüksek olan Charles Bradley, yaptığımız tüm bu güzellemelere ve kendisine takılan “The Scraming Eagle Of Soul” lakabına karşın 63 yaşında debut albümünü yayımlayabilmiş geç kalmış bir efsane. Ablası tarafından götürüldüğü James Brown‘ın Apollo konserinden sonra hayatının geri kalanında ne yapmak istediğine karar veren Bradley, uzun yıllarını, tabir-i caizse müzisyenliği hobi olarak yapmakla yetinmiş. Mini mini kafe mutfaklarında, günde 3500 kişiye yemek çıkan devasa mutfaklarda olsun, Alaska’dan California’ya birçok farklı şehirde aşçılık yapmış. Ancak California’da yerel polis, Alaska’da iş arkadaşları ırkçı tavırlarıyla hiç rahat bırakmamışlar Bradley’i. Tüm bu sıkıntılara dayanamayan Bradley ailesiyle yaşadığı eve, Brooklyn’e geri dönmüş. Bu dönüş Charles Bradley’nin müzikal kariyerinin artık bir yola gireceğinin göstergesi olan, “Black Velvet” ismi altında müzik yaptığı günlerin başlangıcı olması açısından çok anlamlı. Ancak tam her şey yolunda giderken acı bir polis sireniyle uyanan ev ahalisi, Charles’ın küçük kardeşinin kuzeni tarafındanbaşından vuyrulduğunu ve hayatını kaybettiğini öğrenir.
Acıyla kavrulan hayatı Charles Bradley’e ta 60′lı yaşlarında ancak geçit verir. Daptone Records’tan Gabriel Roth’un kendisini keşfetmesiyle başlayan profesyonel müzik kariyeri, 5 yıl boyunca kimyası tutmayan grup denemeleriyle geçer. Sonunda yolu Dirt Rifle & Bullets gitaristi Thomas Brenneck ile kesişir. Artık yol arkadaşını bulmuş olan Charles Bradley’nin içindeki yıldız gün ışığına çıkar. Beraber kaydettikleri Charles Bradley’in debut albümü “No Time For Dreaming” ile hem müzikal açıdan hem lirik açısından 60′ların soul müziğini günümüze taşıyan ikili aynı zamanda Thomas Brenneck’in beyini oluşturduğu Menahan Street Band ile de dünyayı turluyorlar.
İşte geç kalmış bir soul efsanesinin hikayesi. Albümü dinlediğiniz zaman hem Bradley’in derdini, hem de bu ismi neden müzik piyasasından yakınan bir girizgahla anlattığımı anlayacaksınız.
