Poprişçin, bir garip dünyalı... En acımasız şekillerde aşağılandığı, itilip kakıldığı, haksız rekabete zorlandığı ve “şanslı doğanlar” tarafından ezildiği günler de olmuş (ki bunlar çoğunlukta!) insan yerine konulduğu, saygı gördüğü günlerde... Evet sıradan bir dünyalı Poprişçin... Gelin şimdi onun dünyasına bir giriş yapalım: Soyluların dünyasında kendine yer açmaya çalışan minnacık bir memur,sınıflara bölünmüş bir ülkenin çocuğu Poprişçin. Üstlerine gereken saygıyı göstermesine rağmen kendi alt sınıfından “hak ettiği saygıyı” göremez bir türlü. Bu yüzden durmadan bulunduğu konuma lanet eder, herkes gibi o da kısa yoldan bir üst sınıfa geçmenin hesapları peşindedir hep. Soylu kimlikle anılmaya başlandığındaysa ilk yapacağı şey, sanılanın aksine, bu kötü gidişata dur demek değil, şu an kendi gibi memur olanları aşağılamak olacaktır. Düzeni değiştirmeyi düşünebilecek kadar bir entelektüel birikime bile sahip değildir henüz ve aslında toplumun ona dayattığı kurallara boyun eğen kişiliğiyle, sadece ve sadece kendini kurtarmaya adamış bir adam olmasıyla, düzenin içinde, görevini başarıyla yerine getiren, iyi de bir bireydir. Bu yüzden toplumdan bağımsız bir tek görüş, bir tek bakış açısı da yoktur beyninin içinde. Hayata taktığı at gözlüğünün elverdiği kadarıyla bakıp o sınırlar içinde kendine bir amaç edinmiş ve bunu hayata geçirmeye ant içmiş bir zavallıcık, Poprişçin. Ki, maalesef bulunduğu toplumda bu ona hazır tepside sunulmayacaktır. Durmadan olasılık hesaplarına girişse de ne fayda, başladığı yerden bir adım bile öteye gidemez ve yorulduğunda belki de o güne kadar yaptığı en akıllıca şeyi yapar; soylulara yama olup soylu ilan edilmeyi beklemektense, bir anda kendini soylu ilan eder...