Aspendos Yüzyılların Aşkı

Sahne Sanatları / Bale-Dans

26 Nisan 2014, Cumartesi

15:00 - 17:00

Ücretli

Etkinlik Detayları

1. PERDE 
Aspendos, atları ve şarabıyla ünlü, çevresi verimli topraklarla çevrili bir kentti. Milattan Sonra 2. Yüzyıl'da İmparator Antonius Pius döneminde Roma egemenliğinde, Kralları Andromachos'un yönetiminde huzurlu bir yaşam sürüyorlardı. Kentin en önemli simgesi çok büyük boyda dev bir arp idi. Aspendos Kralı'nın kızı Belkıs'ın güzelliği dillere destandı. Prenses Belkıs, sık sık kent içinde yanında nedimesiyle gezintiye çıkıyordu. Gene bir gezinti sırasında, kent meydanına yaklaştığı duyulmuş, kentin delikanlıları, kendilerini prensese gösterebilmek için çeşitli gösteriler yapmaya başlamışlardı. Mimar Zenon da meydandaki kalabalık arasındadır. Aspendos'ta yaşayan ve prensesin yardımcılarından Talya tek taraflı bir aşkla sevdiği Zenon'u gözlüyordu. Bu sevinçli kalabalığı fırsat bilerek Zenon'a yaklaşarak duygularını açığa vurur. Ama Zenon onu kibarca reddeder. Tam bu sırada Prenses Belkıs da yardımcılarıyla birlikte meydana gelir. Delikanlılar gösterilerini sürdürmektedir. Prenses kalabalık içindeki Zenon'la göz göze gelir. Aralarında bir elektriklenme olur. Prenses, şalını Zenon'a vermesi için Talya'ya uzatır. Zenon şalı almak üzereyken bir başkası şala doğru uzanır. Bu öteden beri kendisini kıskanan kentteki öteki mimarlardan Kesos'dur. İkisi şalı kapmak için uğraşırlarken kalabalık onları ayırır. Talya elinde şalla bir dansa başlar, ardından sakladığı küçük şişedeki zehiri kaşla göz arasında şala dökerek, dansa devam eder. Sonra pişman olur ancak Zenon şalı bulmak için görünmüştür. Talya'ya Belkıs'ı çok sevdiğini söyleyerek şalı kendisine vermesini ister. Talya da intikam duygusuyla zehirli şalı Zenon'a verir. Bu arada Belkıs'ın güzelliğinin ünü Suriye'ye kadar gitmiş, çeşitli ülkelerden prensese talipler çıkmaya başlamıştır. Ama Prenses, sadece bir bakışta aşık olduğu Mimar Zenon'u düşünmektedir. Tatlı hayallere dalıp, kendi kendine dans eder. Talya girince Belkıs merakla şalı Zenon'a verip vermediğini sorar. Talya verdiğini söyleyince çok sevinir. Tam bu sırada hizmetçı kızlar telaşla gelerek, Kral'ın kendisini beklediğini, bir takım yabancı prenslerin kabulünde prensesin de bulunmasını istediğini söyler. Yardımcılar Prenses'i hazırlar, taht salonuna geçilir. Prensler hediyelerle gelmiş, Kral'dan kızını istemeye hazırlanmaktadır. Prenses yanında taht salonuna girdiğinde tüm gözleri üzerinde hisseder. Çin, Hint ve Arap prensleri sırayla kendilerini tanıtarak, armağanlarını takdim ederler. Prenses, konuk prensleri teker teker yakından inceler, sonra Kral'a yönelerek mutsuzluğunu hissettirir. Kızının mutsuzluğunu hisseden Kral, tahtından kalkarak prenslere teşekkürlerini sunup, hemen verecek bir yanıtı bulunmadığını ve düşünmesi gerektiğini belirterek onları uğurlar. Elçiler çıktıktan sonra Kral, Belkıs'a kızar, 'Dünyanın önemli ülkelerinden damat adaylarını madem reddediyorsun, ben de bir yarışma açar, kim kazanırsa seni ona veririm' diye kararını açıklar ve öfkeyle çıkar. Zenon elinde şalla görünür, şalı bir kenara koyup Belkıs'a sarılır, birbirlerine sevgilerini anlatan bir dans yaparlar. Bu sırada Talya da ortaya çıkıp Zenon'a aşkını yineler, Belkıs'a da durumu açıklar. Belkıs, Talya'yı reddeder. Bunun üzerine Talya, Zenon'un kenara koyduğu şalı kaparak kendi üzerine sarar ve zehrin etkisiyle ölür. Zenon ve Belkıs üzüntüyle kalakalırlar. 
2. PERDE 
Kral, Aspendos'a en yararlı binayı kim yaparsa, kızını onunla evlendireceğini ilan etmiş ve mimarlar arasında hummalı bir çalışma başlamıştır. On mimarın çalışmaları arasından iki tanesi pek görkemli ve yararlıdır. Mimar Kesos, kilometrelerce uzaklıktan, kuzeydeki dağlardan kente su taşıyan bir kemer yapmakta, Mimar Zenon da Aspendos Açıkhava Tiyatrosu'nu inşa etmektedir. Prenses Belkıs sarayda bekleyiş içindedir. Belkıs bazen umutlanmakta, yarışmayı Zenon'un kazanacağını düşünmekte, bazen de Kesos'un kazanma olasılığına karşı karamsarlığa düşmektedir. Sarayın diğer genç kızları, onu endişelerinden uzaklaştırıp eğlendirmek için dans ederler. Prensen Belkıs kız arkadaşlarıyla vakit geçirirken, bir yardımcı yanlarına gelerek sevinç içinde, Zenon'un çok görkemli bir iş çıkardığını haber verir. Prenses sabredemez ve hemen sırtına bir pelerin alarak yapıyı görmek üzere çıkar. Bu arada Kesos da boş durmamakta, kente uzaklardan su taşıyacak bir su kemerini işçileriyle inşa etmektedir. Verilen süre dolduğunda, Kral, yanında danışmanı ve kızıyla birlikte inşaatları görmeye çıkar. İki yapıyı da görüp son kararını verecektir ama gönlü su kemerinden yanadır. Kesos ve işçileri su kemerinde var güçleriyle çalışmaktadır. Bu sırada uzaktan işitilen ve giderek yaklaşan boru sesleri, Kralın gelmekte olduğunu haber verir. Kral gördüğüğ inşaat karşısında hayran kalmıştır. Danışmanı Diadorus'la su kemeri üzerine konuşurken, Kesos da Prenses Belkıs'a kur yapmaya çalışır, ancak hiç yüz bulmaz. Belkıs, Kesos'un ısrarından bunalıp kaçar. Kral tam kızgınlıkla Kesos'a yönelirken bir uğultuyla büyük bir deprem olur ve Kesos'un o ana kadar yaptıklarından bir kısmı yıkılırken, herkes bir tarafa kaçışır. Belkıs, tiyatro inşaatına gider, sağlam olduğunu görünce rahat bir nefes alır. Zenon'u görünce birbirlerine koşup sarılırlar. Bu arada Kesos da merakla tiyatro inşaatını görmeye gelmiştir, iki aşığı görünce gizlenir ve durumu görüp iyice umutsuzluğa düşer. Bu sırada Kral da maiyetiyle birlikte tiyatroya gelerek incelemeye başlar. Danışmanı filozof Diadarus ile birlikte açıkhava tiyatrosunun taş basamaklarını tırmanarak en üste kadar çıkarlar. Yukarı vardıklarında nereden geldiği belli olmayan bir fısıltı duyarlar. Bir ses 'Kralın kızı bana verilmeli... Kralın kızı bana verilmeli' diye fısıldamaktadır. Filozof Diadorus ile Kral büyük bir şaşkınlıkla sesin nereden geldiğini araştırır ama bulamazlar. Oysa sesin sahibi, inşa ettiği eserin olağanüstü akustiğini göstermek isteyen, kenarına gizlendiği sahneden dileğini alçak sesle tekrarlayan Mimar Zenon'dan başkası değildir. Kral bu olayı yaşadıktan sonra, kentin tüm toplantılarının yapılacağı, gösterilerin sergileneceği, halkın rahatça birarada olabileceği tiyatronun yarışmayı kazandığını açıklar. Böylece Prenses Belkıs da Zenon'a kavuşmuş olmaktadır. Prenses Belkıs ve Zenon'un düğünü de Aspendos Açıkhava Tiyatrosu´nda, tüm kent halkının katılımıyla coşkulu biçimde yapılır.

Bu etkinliğin süresi geçmiş
Haşim İşcan Kültür Merkezi
Antalya / Muratpaşa
Muratpaşa Mah. Evliya Çelebi Cad. Eski Hal Kavşağı No:68
Etkinlik Konuları