Çocuklarını bir uçak kazasında kaybetmiş olan bir ailenin tek varlığı torunlarıdır. Ancak, geleneklerine bağlı olan dede, hırsızlık yaparken yakaladığı torunu ile bağlarını kopartır.
Yıllar geçtikten sonra, büyükanne, sağlık sorunları nedeniyle yaşamdan ayrılmadan önce torununu son kez görmek isteğine kapılır. Ancak dede, torunun nerede olduğunu bilmediği için bir dilek tut derneğine eşinin bu isteğinin yerine getirilmesi için torun rolü oynayacak birileri bulması için başvurur. Kendisine oynanan bu oyunu sorgulamadan kabul eden ve bir yalan içinde yaşamayı acı gerçeğe yeğleyen Büyükannenin dünyası, gerçek torunun boy göstermesiyle yıkılacaktır.
Casona, İspanya İç Savaşı’nın ardından yazdığı bu oyunda, yalan dünyasının içinde bile iyiliğe sığınmanın bir gereksinim olduğunu vurgulamıştır. Ülkemizde daha önce Devlet Tiyatrosu’nda ilk olarak Macide Tanır tarafından sahnelenen oyunun değişik bir versiyonu Yıldız Kenter’in başrolde oynadığı bir film olarak gösterilmiştir.
Nevra Serezli, bu oyunla 11 yıl sonra sahneye dönmüş ve yedi farklı ödül kazanmıştır.